Sarah Bernhardt

Sarah Bernhardt
Sarah Bernhardt
	Fransız tiyatro aktrisi.
Doğum tarihi	22 Ekim 1844
Doğum yeri	Fransa
Ölüm tarihi	26 Mart 1923
Ölüm yeri	Fransa
	Vikipedi maddesi; Vikiveri öğesi

Sarah Bernhardt (d. 22 Ekim 1844 - ö. 26 Mart 1923), Fransız tiyatro oyuncusu. Ününü Avrupa'da 1870'lerde duyurdu ve bunun ardından Avrupa ve Amerika'da aranılan biri oldu. Ünü, ciddi drama aktrisi olarak gelişti ve "Kutsal Sarah" takma adını aldı.

Sözleri

Ne yazık ki reklam kurbanıyız.
Efsane tarihe rağmen muzaffer kalır.
İnsan kendini harcayarak zengin olur.
Hayat, uzun yaşayanlar için bile kısadır.
Dikkat çekmek için hiçbir şey yapmadım.
Sanat bir şey hakkında değil, Sanat bir şeydir.
Dua edeyim mi ? Hiçbir zaman! Ben bir ateistim.
Çok yorucu olduğu için çok nadiren nefret etmeliyiz.
Tiyatro, kalabalığın fikirlerinin istem dışı yansımasıdır.
Felsefe ve din aynı akılda tehlikesizce evrimleşebilir mi?
Çocuğum bir din adamı olsaydı, muhtemelen doğumda boğulurdu.
Tüm yeni fikirler Fransa'da doğmasına rağmen, orada kolayca benimsenmez.
Tüm batıl inançlara meydan okuyorum ve sadece istediğim gibi davranıyorum.
Biri sizi bir defa aldatırsa suç onundur. İkinci defa aldanırsanız bilin ki suç sizindir.
Her bakımdan genel özgürlüğüm beni diğerlerinden oldukça farklı bir varlık yaptı.
Oyuncunun sahnedeki her hareketi, düşüncelerinin görünür bir sonucu olmalıdır.
Yirmi yaşında şöhret kazananlara gelince, hiçbir şey bilmezler ve girdaba kapılırlar.
Şöhretin sevincini ve hüznünü kırkını geçince tadanlar, kendilerine bakmayı bilirler.
Çiçeklerin altında nelerin gizlendiğini, dedikoduların, iftiraların ve övgülerin değerini bilirler.
Gazeteleri okumadım, hiç okumadım. Bu yüzden benim hakkımda ne lehte ne de aleyhte söylendiğini bilmiyordum.
Şöhretlerini fiziksel bir deformasyona borçlu olanlara sanatçı unvanını reddediyorum. Ben onları soytarı olarak görüyorum.
Yeni fikirler bu dünyaya bir şekilde düşen göktaşları gibi, bir parlama ve patlama ile gelir ve belki de birinin kale çatısı delinmiştir.
Yoksulluğun ne önemi var? Sanatımıza aşık olan biri için ne önemi var ki? İnsan her sevinci ve her güzelliği kendi içinde taşımaz mı?
Politika ve hükümetler, benim anlayabildiğimden çok daha fazlası. Mevcut sistemler kişisel hırslarla bozuluyor. Her şey çok karmaşık ve samimiyetsiz.
Sanatsız hayat nasıl olurdu? Bilim ömrü uzatır. Neyi - yemeyi, içmeyi ve uyumayı? Sadece yaşamı sürdüren gereksinimleri karşılamaktan ibaretse, daha uzun yaşamanın ne faydası var? Bütün bunlar sanatın cazibesi olmadan hiçbir şey değildir.
Bizi tanıyan ve takdir eden, bizi yargılayan ve aklayan ve aynı sevgi ve hoşgörüye sahip olduğumuz birkaç kişi için yaşamalıyız. Geri kalanını, canlı ya da hüzünlü, sadık ya da yozlaşmış, arkalarında hiçbir iz bırakmayan, hoş ya da nahoş, gelip geçici duygulardan başka hiçbir şey beklenmeyen bir kalabalık olarak görüyorum.
Biri sizi bir defa aldatırsa suç onundur. İkinci defa aldanırsanız bilin ki suç sizindir.

Alıntılar