kırık
Görünüm
Türkçe
[değiştir]Söyleniş
[değiştir]Ad
[değiştir]kırık (belirtme hâli kırığı, çoğulu kırıklar)
- kırılmış bir şeyden ayrılan parça
- Cam kırığı.
- (patoloji) kemiğin bir etki ile kırılması
- Kolunda kırık yok ama çıkık var.
- bir şeyin kırılan yeri
- Bunun kırığı neresinde?
- kırıntı
- Ekmek kırığı.
- (oyun) tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul
- (halk ağzı) kadının veya erkeğin kanunlara ve âdetlere aykırı olarak ilişki kurduğu şahıs
- [5] (jeoloji) fay
Deyimler
[değiştir]Çeviriler
[değiştir]çeviriler
Sözcük birliktelikleri
[değiştir]Türetilmiş kavramlar
[değiştir]Ön ad
[değiştir]kırık (karşılaştırma daha kırık, üstünlük en kırık) kırık
Yalın | Karşılaştırma | Üstünlük |
---|---|---|
kırık | daha kırık | en kırık |
- kırılmış olan
- Ahmet hemen heybesini açtı ve makasını, kırık tarağını çıkardı. - İ. H. Baltacıoğlu
- tam nota göre düşük olan
- Üç dersten kırığı var. Kırık not.
- saf renkten hafif uzaklaşmış
- Kırık beyaz.
- melez
- Kırık tazı.
- gücenmiş, üzgün
- Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış. - B. Necatigil
Çeviriler
[değiştir]Kaynakça
[değiştir]- Türk Dil Kurumuna göre "kırık" maddesi