İçeriğe atla

beklemek

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[değiştir]

Söyleniş

[değiştir]
IPA(anahtar): /bek.ɫe.ˈmec/
Heceleme: bek‧le‧mek

Köken

[değiştir]
Osmanlı Türkçesi بکلمک(bekleme + -k)

Eylem

[değiştir]

beklemek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi bekler) -r

  1. acele etmemek, süre tanımak
    Bu ikramın sebebini anlamak için telaşsız bekledi. - Nâzım Hikmet
  2. aramak, istemek
    Bu tecrübeli deniz kurdunun muhakkak bir beklediği var. - Feridun Fazıl Tülbentçi
  3. bir iş oluncaya, biri gelinceye değin bir yerde kalmak, durmak
    Ben de seni bekliyordum zaten. - Ahmet Ümit
  4. bir şeyi, bir kimseyi gözetmek, korumak, muhafaza etmek
    Eşyayı beklemek. Tutukluları beklemek.
  5. karşılaşma ihtimali bulunmak
    Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi. - Reha Mağden
  6. oyalanmak
  7. ummak
    Nikâhtan bu kadar keramet bekleme! - Peyami Safa

Çekimleme

[değiştir]

Zıt anlamlılar

[değiştir]

Deyimler

[değiştir]

Türetilmiş kavramlar

[değiştir]

Çeviriler

[değiştir]

Çeviriler

[değiştir]

Kaynakça

[değiştir]

Eski Türkçe

[değiştir]
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

Eylem

[değiştir]
[1] beklemek
[2] gözetmek
[3] saklamak
[4] hapsetmek
[5] pekitmek
[6] kapatmak

Türkmence

[değiştir]

Eylem

[değiştir]

beklemek

[1] kapamak, örtmek
[2] kuvvetlendirmek, güçlendirmek, sağlamlaştırmak.